AK Parti eski teşkilat mensuplarından mektup var: Onurunla istifa et!
31 Mart yerel seçimlerinde göz göre göre büyük bir hezimet yaşayan AK Parti'deki suskunluk, başarısız illerdeki sorumlu yöneticiler ve bunların belirleyicisi olan genel merkezdeki lüks düşkünlüğü ve makam hastalığına kapılmış ekip hükümranlığı halihazırda devam ediyor..
AK Parti'nin kalesi olarak bilinen birçok şehirde parti tabanında yaşanan hayal kırıklığı öyle görünüyor ki, sorumlu il yönetimleri ve genel merkezde yaşanmamış.
Zira kaybedileceği bile bile gözden ve gönülden düşmüş isimlerle yarışa girmek, AK Parti'ye dolayısıyla REİS'E yapılabilecek en büyük kötülük, verebilecek en büyük zarardı.
Zaten bu zararı onlar da bilerek ve isteyerek yaptılar.
Tüm ikazlara, hatırlatmalara, uyarılara rağmen bu ve benzeri yanlışlarda ısrar edenler, AK Parti'ye kendi kalelerinde en büyük darbeyi vurdular.
Bu da göstermiştir ki, "parti içinde yuvalanmış ayrılıkçı, ihanetçi, hain bir şebekenin varlığı çok net olarak bu seçimde ortaya çıkmıştır."
Tam da bu sorunları, sıkıntıları, alınan sonucu ve gelinen noktayı 'SOKAĞIN NABZI' nda halka sorduk.
Açıkçası vatandaşın tepkisi bizi hiç şaşırtmadı.
İlk cümleler "bunlar hala koltukta niye oturuyor?" oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart büyük hezimet sonrası parti içerisindeki alınacak tedbir ve değişimlerin bugün yaptığı konuşmada verdiği mesajlardan öne çıkan keskin ifadelerin gereğini yapmazsa artık bu saatten sonra herkes yol ayrımında olacağına vatandaş inanmış görünüyor.
Son bir kaç gündür yaptığımız ayaküstü sohbetlerde 'Sokağın Nabzı' nda öne çıkan başlıklar şunlar:
-Her dönem aynı şeylerden bahsedilmiş gereğini yapmak yerine suçlular adeta ödüllendirilmişti. Sırf bu yüzden taban ve AK parti seçmeni yerel yöneticilere olan kızgınlığını ve öfkesini direk REİS' e yöneltmişti.
-AK parti'de gerekli değişimin layıkıyla yapılması bekleniyor.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemlerine rağmen layıkıyla bir değişim yapılmazsa vatandaşın artık çok da bir güveni, inancı kalmayacağı serzenişi ön plana çıkıyor.
-Bursalı seçmen sırf gösterilen adaylara, il ilçe teşkilatlarına duyduğu kızgınlığı ve öfke nedeniyle sandığa gitmediğini söylüyor..
-AK Parti'ye bir şans daha veriyorum.
Bu şansı sandığa gitmeyerek veriyorum.
Eğer şans vermemiş olsaydım sandığı gider oyumun yönünü farklı bir partiye çevirirdim. (Bursa'da 506 bin seçmen sandığa gitmedi)
-Eğer bu mesajı alırlarda parti içi demokrasiyi sağlar, kibir gurur küçümseme gibi makam hastalarını uzaklaştırıp gerçek hizmet ehli liyakat sahibi asıl dava ruhu taşıyan adam gibi adamları getirmezlerse bu kez sandığa gitmekle kalmayıp gider gereğini yaparım" deniliyor.
-Gerçekten AK parti kendine çeki düzen verirse yine oyum AK Parti'nindir.
(Son bir şans olduğu vurgulanıyor.)
Ak parti seçmenin de Sokagin Nabzı' böyle atıyor.
Tam da bu noktada emektar teşkilat mensuplarından tarafıma gönderilen dolu dolu bir mektup.
Bu mektup hiç bir şüpheye mahal bırakmadan tüm gerçekleri özetliyor. İşte o mektuptan kısa ama bir o kadar da önemli bir bölümü kamuoyunun takdirine sunuyorum.
BURSAY'I KAYBETTİN ONURUNLA ÇEK GİT!
"Biz eski ilçe teşkilat mensupları (başkan ve yöneticileri) olarak
Bursa’da tüm teşkilatları, eski yeni vekilleri,
eski yeni belediye başkanlarını, İl başkanlarını ve teşkilatları dinledik, istişare ettik.
Anlamıştık..
Ayhan Salman, Alinur Aktaş'ın Muhammet Balta marifeti ile tüm dava adamlarını ve tüm zamanların en başarılı teşkilat mensuplarínı doğramaya geldiklerini Ankara’ya gittik anlattık.
Reis hariç herkese anlattık.
'Burayı kaybedeceğiz' dedik, ama nafile.
Bizimle görüşenlerin hepsi üç maymunları oynadılar.
Kendi ikballerine ve makamlarına zarar gelmesin diye, hiçbir şekilde kıllarını dahi kıpırdatmadılar.
Ne oldu?
Keşke olmasaydı!
Büyükşehir ve birçok ilçe gitti.
Zaman geldi Ayhan Salman görevden alındı sonra MKYK üyesi, daha sonra da vekil yapıldı.
Tabii buna İnegöllüler öyle sevindi, Bursalılar öyle sevindi ki, başta İnegöl olmak üzere tüm Bursa'da oy patlaması yaşandı, her tarafı aldık, silip süpürdük!!!
Yerine gelen zatı muhterem de bu mücadeleyi veren dava adamlarını şer ekibi olarak ilan etti.
Şimdi soruyorum;
Girdikleri tüm seçimleri ve 15 Temmuz kalkışmasındaki duruşlarıyla başarıdan başarıya koşan o ekipler mi şer ekibi, yoksa
önce Büyükşehir'e, sonra Osmangazi'ye, sonra da Kestel'e iştahlanan ve tüm il yönetimini bir yerlere yerleştirip seçimlerde mevzilerini boşaltanlar mı şer ekibidir.?
İnsanda biraz onur olur kardeşim.
Bursa’yı kaybettin onurunla çek git. Gitmezsen zaten yine gideceksin!
Hazreti Davut'un yeğeni değilsin ya!"
Ak parti eski teşkilat yönetimlerinden gelen bu mektubun üzerine başka ne söylenebilir ki.
Ama gerçek şu ki, ne söylenecekse yine vatandaş söyleyecek.
Her zaman son sözü vatandaş söylemiştir yine o söyleyecek..
Umarım bu kez gereği yapılır.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin