Alinur Aktaş, Mustafa Bozbey, yalan vaatler ve halkın uyarısı?

Malum mahallî idareler seçimini geride bıraktık.

Bu seçimlerden en ağır yarayı yirmi senedir hiç alışılmadığı şekliyle iktidar partisi AK parti aldı.

AK Parti seçimi kaybeden midir, kaybedendir.

Ama bu kaybetme oranı diğer partiler gibi veya CHP'nin 20 yıldır kaybettiği gibi sıfıra yakın bir oranlarda değildir.

AK Parti'nin kaybetmesi bile %30'lara düşmesi şeklinde gerçekleşir.

Aslında farklı bir açıdan bakılırsa bunun bir kaybetme değil yeniden toparlanma işareti verildiği anlamı çıkar.

Ama bizim konumuz, özellikle bugün anlatmak istediğimiz kayıpların temel nedenlerinden biri de Bursa Büyükşehir Belediyesini idare eden anlayışın vizyonsuzluğu, iş bilmezliğinin getirdiği sonuçlardır.

Seçimlere dair çok şey söylenebilir.

105 milyar dolara yakın deprem maliyeti..

Para kalmadığından dolayı emeklilere beklenilen maaşın verilememesi!

CHP'nin sıfırı tüketmiş olan iyi Parti'nin büyük mitinglerde üç buçuk milyon insanı erken emekli etmesi baskısına dayanamayan iktidarın bu parçayı emeklilik konusunda ne kadar yanlış olduğunu bildiği halde onaylayarak 3 milyon 500 bin insanı emekli etmiş olması.

Bunların hepsi enflasyon esaslarını hızlandırması, hükümetin fiyatlar konusunda kontrolü kaybetmesi, idari mekanizmalarının iyi çalışamaması gibi bir sürü şey sayılabilir.

Yerel idarecilerin liyakatsız ve vizyonsuzluğu da düşünülürse, tüm bunları üst üste koyduğumuzda seçim sonuçlarına iktidar partisi adına zincirleme büyük bir etki yaptığını daha net anlamış oluruz.

Ancak olayı çok farklı bir yönü de var.

Bütün bunlara rağmen hemen yanımızda büyükşehir olan, aynı zamanda sanayisi üst seviyede bir Kocaeli ili var.

Bursa ile Birbirine çok yakın çok benzeyen bir şehir.

Hem Büyükşehir hem sanayi şehri ama iyi yönetilen bir Kocaeli'den bahsediyoruz.

Ak partili Büyükşehir adayı Doç. Dr. Tahir Büyükakın çok büyük farkla başkanlığı kazandı.

Kocaeli'ye bakıldığında şu soruyu sormak gerekiyor.

"Neden Bursa gibi muhafazakar kimliğiyle öne çıkmış bir şehir bu kadar büyük farkla kaybedildi?"

Tabi ekonomik nedenler AK partili belediyelerin kaybedilmesinde etkisi olabilir.

Fakat tüm bunlara karşı kalesini sapasağlam ayakta tutan şehirler Kocaeli örneğindeki gibi belediye başkanları olduğu da biliniyor.

Tam da bu noktada Bursa Büyükşehir belediyesinin kaybedilmesinde AK Parti adına en büyük suç Büyükşehiri yöneten zihniyete ait olduğu ortaya çıkıyor.

"Yani Büyükşehir Belediyesinin hiç mi suçu yoktu?" Sorusunun cevabı gayet açık ve net.

Böyle durumlarda belediyeler ellerindeki bütün imkanları vatandaşın Merkezi idarenin yetişemediği yerleri kendi imkanlarıyla kapatmaya çalışması lazımdı.

7.1 MİLYAR TL'LİK BORÇ

Alinur Aktaş yaklaşık 20 yıl boyunca yaptığı Belediye başkanlığı serüvenini noktalarken ne yazık ki başarıdan söz edilecek bir iz bırakmadan çekip gitti.

Üstüne üstlük arkasında 7.1 milyar TL'lik borç bırakarak.

Şimdilerde ise yeni Başkan Mustafa Bozbey, devam eden yatırımlar, yapılacak yeni kamulaştırma ve yatırım projelerinin finansmanında kullanılmak üzere meclisten tam 1 milyar liralık yeni borçlanma yetkisi aldı.

Bu rakam Büyükşehir’in AK Partili önceki dönem Başkanı Alinur Aktaş’ın seçim sonrası açıkladığı devrolan 7,1 milyar liralık borcun 7’de birine tekabül ediyor.

Yani Başkan Bozbey’e, göreve başlarken eski yönetimin borcunun 7’de biri oranında yeni borçlanma yetkisiyle Büyükşehir’deki göreve başladı.

Şimdi asıl soru şu;

Gelen borçlanıyor giden borçlanıyor bu tamam da, yahu bunca "milyar liralık alınan paraların sahadaki karşılığı nerede" diye hiç kimse sormuyor mu?

Elbette Alinur Aktaş gibi yeni başkan Bozbey'i de bekleyip göreceğiz.

Hani başkan Bozbey seçim çalışmalarında sık sık "trafiği" eleştirdiği Alinur Aktaş'a salvolar yaparken, kendi bu süreçte trafiğe nasıl bir çözüm üretecek ya da üretebilecek mi, hızlı gelen deprem karşısında nasıl bir dönüşüm yapacak ya da yapabilecek mi?

Bunu hep birlikte göreceğiz.

Yani genel başkanı Özgür Özel'in "her çiftçiye traktör vereceğiz" yalan vaadinde bulunduktan sonra "ya biz öyle dememize bakmayın biraz renklilik olsun diye dedik" şeklinde benzer cümlelerle mi karşılaşacağız?

Bunu zaman gösterecek.

Sözün özü şudur:

Başkan Bozbey eğer bir sonraki dönem göreve devam etmek istiyorsa halka hizmette, dönüşümde, trafikte ve diğer alanlarda büyük reformlara imza atmalıdır.

Yok ben bunları söylerken seçim propagandasında sadece "başkanlığı kazanmak için söyledim" şeklinde bir düşüncesi varsa bu dönem ilk ve son dönem olur.

Zira bu millet Ak Parti'ye ve AK Parti'nin bile bile yaptığı yanlışa, ısrarla gösterdiği adaya Alinur Aktaş'a tepki koymak adına sadece Bursa'da tam 506 bin kişi sandığa gitmedi.

Eğer sandığa bu rakamın sadece beşte biri yani 100 bini bile gitseydi Bozbey bugün o koltukta olmayacak, AK Parti yine ipi göğüsleyen taraf olacaktı.

İşin gerçeği de bu.

Onun için bu uyarıyı bu ifadeleri Başkan Mustafa Bozbey çok önemsemeli ona göre 5 yıl boyunca dolu dolu bir başkanlık yapmalıdır.

Yapmaz ise bir sonraki seçimde zaten millet gereğini yapacaktır.

Aslına bakarsanız bugünkü tablonun ortaya çıkmasında ki asıl sebebin bizzat yaşadığım şu olayla direkt bağlantılı olduğunu düşünüyorum.

Bir yakın arkadaşım (en azından öyle biliyordum) Alinur Aktaş'ı eleştirdiğim de bana çok keskin açık ve net şekilde, "Benim seninle artık işim olmaz" dedi.
Şaşırmıştım.

Şu söz çok şey ifade ediyor: Herkesle arkadaşlık yapın ama sizi satmayacak karakterli olanlarla dost olun.

.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Benzer Videolar