Acılar üzerinden rant devşirenler ve BŞB’lerin gücü…
Öncelikle AK Parti'nin kaybettiği Ankara İzmir İstanbul gibi birçok Büyükşehir Belediyesi'nin sadece kendi illerini bağlamadığı aynı zamanda büyük afetlerde hükümetin eli ayağı olduğu, bakanlıkların toplamından fazla bütçeleri, ekipmanları, alet edevatları, yetişmiş personel stokları ile birlikte birer küçük hükümet kadar güçlü oldukları Afad'ın bünyesinde AFAD organizasyonunda böyle büyük bir afette inanılmaz işlere imza atabilecekleri net aşikar bir şekilde ortadadır.
Ama ne yazık ki bugün geldiğimiz noktada bu imkanların hiçbiri CHP belediyeleri tarafından halkımız yararına kullanılmamıştır.
Bölgenin tamamını gezen bağımsız kaynakların hep beraber ortak kanaati sadece göstermelik 3-5 tane kamyon, birkaç tane aşevi çadırından ve tırından ibaret ilçe belediyesi statüsünde ve gücünde yardımlar götürmüş olan İstanbul Ankara ve İzmir belediyelerine yazıklar olsun demek istiyorum.
Ne yazık ki bunu da vatandaşımız dan gizleyecekler. Zira sadece İstanbul Belediyesinin resmi rakamlarında kentsel dönüşüm için ayırdığı parayı 12 milyona indirirken yalan yanlış sadece basın harcamaları bütçeyi 392 milyona çıkarmıştır.
Bunu da sağa duyulu vatandaşlarımızın gözlerinin önüne vicdanlarına sunuyorum.
Ak Parti'nin sözde çalışan ve seçim kaybeden teşkilatları ise "bu seçimi kaybettik bir dahakine alırız" mantığının hiçbir şekilde anlam ifade etmediğini, İstanbul'da kaybedilen bir seçimin Hatay'da ki, Adıyaman'da ki, Malatya'da ki, Maraş'ta ki vatandaşımızın imdadına koşmakta bile acizliğimize sebep göstergesi olduğunun ölçüsü olabileceğini unutmamamız lazım.
Aynı şiddette İstanbul merkezli Marmara depremi olsaydı ülkemizin milli bekası bağımsızlığı tehlikeye girerdi.
Allah'a bin şükür ki her şer gördüğümüz de bir hayır var buna inanıyoruz.
Bundan çok ders alarak milletçe aydınlığa çıkmamız lazım.
İnşallah İstanbul depremi olmaz, olursa da uzun yıllar sonra olur, zira AK Parti'nin bir milyon tane TOKİ eliyle kentsel dönüşüme tabi tuttuğu bina sayısını yakın zamanlarda inşallah depremden önce 10 milyon 15 milyonlardaki rakamlara ulaşmış halini gördüğümüz takdirde artık depremden de korkmamamız gerektiğini anlamış olacağız.
Ama 30 senedir yönettikleri belediyelerde 10 tane bile daireyi kentsel dönüşüme sokamamış bir CHP zihniyetinin hatta genel seçim beyannamelerin de imar affını bir proje olarak sunan CHP zihniyetinin ülkemize verebileceği hiçbir şey olmadığını bizzat CHP'ye oy vermiş an enkaz altında kalan talihsiz vatandaşlarımız bile en yakın şekilde en iyi şekilde net şekilde artık anlamışlardır.
2017 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle kendi imzası ile yayınladığı bir resmi yazıda Hatay ilinin ve Antakya ilçemizin çok acil şekilde büyük tehlike altında olduğu, derhal kentsel dönüşüme tabi tutulması gerektiği yetkili tüm kurumlara talimat şeklinde iletilmiş resmi yazısı geçenlerde ortaya çıktı.
Bunu her ne kadar malum kör ve düşman hain medya görmezlikten gelse de resmi yazıyı herkes gördü.
Bizim bir ata sözümüz var, "Güneş balçıkla sıvanmaz" sıvanmadıda.
Ama bu kentsel dönüşümü Hatay'da Hatay Belediyesi'nin ve CHP'li milletvekillerinin ne ölçüde engellediği de ortadadır.
Yakınlarını kaybedenlerin acısını paylaşıyor, vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum.
CHP milletvekilinin o günün TOKİ kentsel dönüşümünü engellemek için kendini ortaya atarak "dönüşüme karşıyız" cümleleri ile birlikte bu tür çalışmaları Hatay merkezinde durdurduğu da unutulmaması lazım.
Hatta aynı manada bugün bölgeyi ziyaret ederek timsah göz yaşları döken altılı masanın sözde milliyetçi muhafazakârından Meral Akşener'de İstanbul'da daha önce en büyük kentsel dönüşüm projelerinden birinin inşaatına giderek oradaki kentsel dönüşümü şikayet eden, "evlerimizden çıkmayacağız" diyerek dönüşüme karşı olan insanların arasına girerek İstanbul milletvekillerine kendi ağzından bizzat talimat vererek "sabahın 7'sinde İstanbul milletvekillerimizi buraya bekliyorum polisin önünde duracaksınız Zira milletvekillerinin dokunulmazlığı var" cümlesini kendi ağzından söylediği videolar ortaya savrulmuşken, hala timsah göz yaşlarıyla deprem bölgesinde can siperane çalışan vatandaşlarımızın, devletimizin, hemşirelerimizin, polisimizin, askerimizin, Afad'ımızın Toki'mizin önüne set çekip yalandan iftiralar atmayı hangi doğruluğa, hangi muhafazakarlığa sığdırıyor çok merak ediyorum.
Afet gününde bile acılar üzerinden rant kovalayan bir muhalif zihniyetin bu memlekete, bu millete verebileceği hiç bir şey yoktur.
Bunu hala göremeyen veya görmeyen bir kısım insanımızın gerçekleri görmeleri adına uyanmasına vesile olmalıdır.
Herşey samimi memleket sevdalısı halis niyetli Anadolu insanımızın gözleri önünde yaşanıyor.
Allah bu memleketi kötü niyetli siyasilerin şerrinden korusun.
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin