Hastanelerde soygun !

Önceki akşam telefonum çaldı.
Diğer ucunda Ankara'da önemli görevde bulunan Bursalı üst düzey bir bürokrat.
Yaşadıklarıyla alakalı durumu anlattı.

Konu şöyle: Rahatsızlığı için özel Esentepe hastanesinin aciline gider.
Orada kendisine 40 dereden su getirtirler ve muayene olamadan herhangi bir enjeksiyon yapılmadan ağrılar içinde hastaneden ayrılır.

Başka bir özel hastane olan Çekirge Doruk'un yolunu tutar.

Hemen acile acil şekilde giriş yapar.
Zira ağrılar tavan yapmış durumu acildir.

Ağrılardan ayakta duramayacak olduğu halde acil kuyruğuna girer. Uzun zaman sonra (acil) sırası gelir.

Nihayetinde bir ağrı kesici iğne yapılır karşılığında 300 lira para alınır.

Üstüne üstlük birkaç tane kalabalık yazılarla donatılmış kağıtlar imzalatılır.

Ağrı sızı içerisinde okuyamadan imzalar.

Ancak öncesinde vatandaştan alınması gereken farkın 300 lira olmaması gerektiği itirazını yapar ve tartışma yaşanır.

"Ankara'da özel hastane aciline 70 lira fark ödeyerek hastaneden çıkıyoruz. Polikliniklerinde ise profesörlere 400 lira ödüyoruz, ama siz acilde pratisyen müdahalesine 300 lira alıyorsunuz bu nasıl bir soygun. Hadi benim param var, ya olmayan fakir fukaraya bu dayatmayı nasıl yaparsınız" şeklinde tepkisini gösterir.

Lanet okuyarak hastaneden ayrılıp yanında refakatçi olduğu hâlde o gece Ankara'nın yolunu tutar.

Konuyu Sağlık Bakanlığı'nın şikayet hattı olan 184'e iletir.

Ankara'ya doğru ilerlerken bir müddet sonra 184'ten gelen telefona alo der.

"Özel hastanelerle ilgili bir şikayetiniz vardı lütfen hastanenin şikayet kutusuna yazılı olarak bildiriniz" şeklinde yol gösterilir.

Gelen cevapla hayal kırıklığı yaşar.

Ankara'ya doğru ilerleyen bu üst düzey bürokratımız yolda şahsımı arar.
Durumu yukarıdaki gibi anlatır.
Sonunda şu cümleyi kurar.

"Özel hastaneler hem devleti hem milleti soyuyor sadece muayeneler ve acillerde değil, tahlil tetkik ve radyolojik alanlarda da olmayan şeyleri devlete fatura ediyorlar. Dolayısıyla şikayet ettiğimiz Sağlık bakanlığı hattı 184'ün de aslında şikayet edilmeye ihtiyacı var.
Bazı Özel hastaneler devleti soyma yarışı ve arayışına girmiş durumdalar.
Konunun peşini bırakmayacağım. Başkentte gerekli yerlere bildirip mutlak şekilde somut bir sonuç alınana kadar takibinde olacağım" dedi.

Bu şunu gösteriyor.

Bursa sağlığının sağlıklı bir yapılanmaya, sağlıklı bir yönetime ihtiyacı olduğu apaçık.

Denetim mekanizması sıfır.
Dolayısıyla sağlığı sağlıklı bir yönetime kavuşturmadıkça bu şikayetler artarak devam edecektir.

Aslına bakarsanız herşey başından beri kılıfına uydurularak yapılıyor.

İki kez de bizzat şahsım olarak yaşadım bu olumsuzlukları.

Daha önce de gündeme getirmiş konuyu ilgililere duyurmuştuk.

Doğum yapmak için geldiği özel hastanede sadece bir gece kalıp taburcu edilen anne, 3 ay sonra başka bir rahatsızlığı nedeniyle gittiği devlet hastanesinde "siz filanca özel hastanede yatıyor gözüküyorsunuz" şeklinde uyarıyla karşılaşır. Yani üç ay önce bir gece kalıp ayrıldığı hastaneden çıkışı yapılmayan ve devlete yatıyor muş gibi fatura edilenlerin sayısını tahmin etmek güç.

Bu örnekler çoğaltılabilir.
Bunun adına vicdansızlık denir.

Devletin ve vatandaşın menfaatlerini koruması gereken sağlığı yönetenler çalışanlarla uğraşıp haksız hukuksuz muameleye tabi tutarak adam kayırmalarla uğraşsınlar.

Allah korkusu olmayan vicdanlarda vicdan aramak beyhudedir.

Ama asıl balığın baştan koktuğu da bir gerçek.

Özel hastanelere tanınan bu imtiyazın çok fazla gelmesi birçoğu da bu avantajı kötüye kullanması doğrusu şikayet edilecek merciyi ortadan kaldırıyor.

Tüm bu sorunların, aksamaların, şikayetlerin asgariye indirilmesi Sağlık bakanlığının başına özel hastane sahibi olmayan ve bu işi devletin menfaatlerini gözeterek yapacak vicdan sahibi insanların getirilmesiyle olur.

Allah devletimize güç kudret versin.

.

alimce29@gmail.com

facebook.com/alimsahinmalkocoglu

twitter.com/AlimSahin

Benzer Videolar