Tek isteğim içinde bulunduğum durumu anlayabilmek idrak edebilmek !
Hayatın zorluklarını tek solukta özetleyen acı sıkıntı dert keder belki de içinde tarifi mümkün olmayan mutluluğu barındıran muhteşem yazı.
Aşağıdaki satırlar bir kardeşimizin şahsımızla paylaştığı içinde bulunduğu durumu satırlara dökülen hali.
Öncelikle kendisine teşekkür ediyorum.
Allah çektiği ve yaşadığı sıkıntılarının karşılığını fazlasıyla versin.
Aynı şekilde evinde hasta olan Anne babasına bakanlar, eşine çocuğuna yakınlarına bakanlara Rabbim güç kudret sabır ve tahammül dayanma gücü versin. Emeklerinin zerresi zayi olmadan karşılığında Rabbimiz den cenneti satın alsınlar İnşallah.
Kardeşimizin ruh hâlini bir gazeteci olarak değil bir evlat olarak en iyi bilenlerdenim.
Yatağa mahkûm canımın yarısı Babam dan bilirim bu acı tecrübeyi.
Şimdide aynı durumda 95 yaşındaki annemle yaşıyorum aynı sahneleri.
Koca bir ömrün evladıyla, Annesi Babası ile evladının sınandığı muhteşem imtihanı yaşadım bugünde yaşamaya devam ediyorum.
Uykusuz yorgun argın geceleri en iyi bilenlerdenim.
Allah'ım hastası olanlara sabır ve dayanma gücü versin İmtihanımızı yüzümüzün akıyla geçmeyi nasip etsin inşaallah. Amin.
Bu dua sonrası kardeşimizin gönderdiği noktasına virgülüne dahi dokunmadan orijinal haliyle o duygu dolu yorgun argın satırlara derin derin tefekkür ederek göz atalım.
***
Alim bey ben otizmli bir çocuk babasıyım. Sizin numaranızı kayıt etmiştim. Yaşadıklarımızı bir parça paylaşmak istedim. Rahatsız ettiysem özür dilerim affedin.
Müsait bir zamanda sizi ziyaret etmek isterim. Otizmli bireylerin yaşadıkları sıkıntılar ile ilgili bir yazı bizim hayatımızı biraz kolaylaştırır.
Şuan o kadar yoğun bir duygusallık var üzerimde. Uykuya hasret gözlerimiz, Gece yarısı bölünen uykular. Evin içinde
bozuk plak gibi sürekli devam eden sesler
Normal insanlar gibi gece yatıp gün doğarken uyanmak hayalim..Hep hayalim doya doya uykum bölünmeden uyumak.
1 yaşına kadar uyumayan bebeğe söylenip bizlerin ömür boyu çektiğini kimse anlamaz
3 saat deliksiz uyumak bile yetiyor artık bize
Biz sizin gibi ha deyince çıkamayız öyle gezmeye …
Gel deyince gelemeyiz çabucak…
cenazelere gidemeyiz düğünlere gidemeyiz halı sahaya gelemeyiz.
Gelsek çocuk madem böyle ne işi var burada eleştirilerini duyarız.
Sığamayız sizin gibi her gittiğimiz yere, hoş artık gel diyen de olmuyor ya..
Bazılarınız sözleriniz ile üzüyor yaralıyor.. Allah sanada versin de anla diyesim geliyor
"Isırır mı vurur mu? "
"çocuğum etkilenir"
"evimi dağıtır"
"eşyamı kırar" diye hem evimize uğramaz hem davette etmezsiniz!
Oysa bu sadece bizim imtihanımız degil. Bizde sizin imtihanınızız.
Oysa bilmezsiniz ki hiç günah işlememiş masum cehenneme asla gitmeyecek bir çoçuk ile bir yaşadığımızı
.. O sevabı elinizle siz ittiniz…
Biz 2 saatliğine bile evden çıkacak olsak 1 gün öncesinden başlar endişe ve hazırlıklar, sizin stres atmak için çıktığınız gittiğiniz yere biz stres olup gidiyoruz, uykusunu, yiyeceğini, tuvalet saatini ayarlamamız gerekir çıkmak için.
gittiğimiz yerde illaki o tuhaf bakışlarınız çarpar gözümüze…
Sizin sürekli baba dediği için şikayet ettiğiniz bizimse bir kez baba sözünü duymayi hayal ettiğimiz olur…
Siz belki mobilyanız tablonuzla uymadı diye değiştirirsiniz saksıda çiçek de yetiştirirsiniz ne güzel ama bizim evlerimiz de kırılacak dökülecek tehlike arz edecek hiç bir şey bulunmaz
En ağırıda
Siz fedakarsiniz ya ömrünüzden alıp yavrunuza vermek istersiniz biz, biz evladımızdan önce öleceğiz diye çok korkarız kime nasıl emanet ederiz bizden sonra kim bakar
En büyük korkumuz acı ama gerçek evladımızdan önce ölmek, elden ayaktan düşmek hasta olmak çünkü biz bitersek yavrularımız biter….
Siz okul bitirsin, derece alsın, evlensin, ev ve araba alsın, torun versin diye hayal kurarsınız,
biz ağrıyan yerini gösterecek diye gözlerinin içine bakarız anlamak için…ayakkabısını giyebilsin mandalinayı soyabilsin banyosunu yapabilsin mahrem temizliğini yapabilsin
Ne
okul ne ev ne araba ne evlilik tek isteğimiz yemeğini kendi yesin ağrıyan yerini söylesin bizi anne babasını bilsin….
Kaldırımlar da bize karşı çünkü sığmaz çocugumuz oraya yola ineriz, bu kezde korna seslerine Maruz kalırız "kaldırımda yer mi yok yolda yürüyorsun" diye!
Toplu taşıma kabustur bizim için kalabalık ve tuhaf bakışlar ürpertir bizi elimiz ayağımız tutuyor ya yer verenimiz de olmaz,
Okuldan gelince tüm vücudu kontrol ederiz biri vurdu mu dövdü mü diye çünkü hep minik morluklarla döneriz okuldan, e gösteremez de kim yapti niye yaptı..
Siz imtihan dersiniz bize
Biz mükafat sayarız kendimize…
Biz eğlenemeyiz sizin gibi, eğleniyor görünsekte
Bir endişe korku vardır sürekli
bir tedirginlik bir hazırda bekleyiş
Okullarda sınıflarda apartmanda parkta otelde istenmeyiz..Nereye gidelim nerede yaşayalım.. Bizi görünce kıyıda köşede fısıldarsınız çoçukta bi gariplik var . Kaçarsınız çocugunuzu kaçırırsınız bulaşır ya.
… Yaşıtları gibi oynamasını hayal ederiz bazen çocuklar bile çok acımasız oluyor kimi yardim edip oynamak ister kimi dışlar tiksinir hissedersiniz o küçücük bedenlerindeki kocaman alaycı bakışları sadece acırsınız onları yetiştirenlere… size acıyarak bakar ama asıl acınacak çocuklarını eğitemeyenler çünkü bir gün o çocukların eline düşecekler sevgiyi merhameti bilmeyen evlat ne kadar bakacak size…?
Biz alış verişi sizin gibi yapamayız eşimizle, çocuğumuzla
Birimiz kalmalıyız yavrumuzla.. Kimse öncelik vermez bize,
size göre engelli denilince ya kör ya sağır yada gözle görünür bir sakatlık ararsınız! Başınıza gelmeyince bilmezsiniz anlamazsınız hatta birde küstahça bakıp bir çocuğu zapt edip susturamadi diye söylenirsiniz sanki toplum içinde bizim yerimiz yokmuş gibi çıkmamız yasak gibi bizim de insan olduğumuzu unutursunuz…
birde madem çocugun böyle niye tatile geldin niye markete geldin niye düğüne geldin niye otobüse bindin dersiniz ya
.Bunların karşısında Allah sizede versini hakediyorsunuz ama işte Allah bize beddua etmemeyide öğretti
Yıllardır eşimle başbaşa ne kahve içtim ne iftar yaptım . Birimiz yemek yer birimiz Zeynep in başında bekler
Yıllardır Zeynep i özel eğitime götürüyoruz ama asıl Allah bizi eğitmiş hiçbirimiz eskisi gibi değiliz..Dünya yansa umrumda olmaz. Evlat sevgisinin ne olduğunu öğretti bize otizm.
Bi çaremiz yok .Milli piyongodan büyük ikramiye çıksada bi çözüm yolu yok
Zaten bu yüzden ne parada ne makamda gözü oluyor otizmli anne babaların..
Para önemli ama otizmde herşey para ile
Zeynep in vaktinin bir şekilde dolması gerek. yoksa kontrolsuz bir makina gibi çalışır .
spor a gitmeli ..para
havuza gitmeli ..para
ata binmeli… para
bi işin çıktı bir yere emanet edicen ..para
dişi çekilecek özel hastanede ameliyathane uyutulup çekilir.. para
erkek çocuk sünnet olacak özel hastanede ameliyathane uyutularak yapılır…para
Biz ufacık bir kafeste yaşayıp hayatı saraya çevirirken
Siz dünyayı zindana çeviriyorsunuz
Zerre kıymetsiz şeyler yüzünden…
Oysa dünya ya geliş gayemizi bilseniz…
Etrafınızla ilgili olsanız
Hiç olmazsa yalandan selam verip hatırımızı sorsanız,
O zaman elbet biraz hafifler yükümüz,
güler yüzümüz,
bizimde yerimiz varmış bu toplumda deriz…