Şehit ailelerinden Bursa’ya kırmızı kart!
– Kimi oğlunu, kimi eşini, kimi babalarını feda eylemişti bu Vatan için; oğullarının, eşlerinin, babalarının kanlı elbiseleriyle geldiler. Bayrak salladılar, el salladılar, biz geldik, acıyla yoğrulan analarız biz, eşleriz, çocuklarız biz geldik!!! dediler.
– Yutkundular, mevsimleri sıraladılar, iç acılarının toplamını sundular bizlere, Birbirlerinin kalplerinde gömülerek alem-i cemale geçtiler.
– Hepsinin yüzünde hüzün, hepsinin alnında bin bir kelime, ekmeklerini alın terine banarak yiyenlerdi onlar!!!
– Varoşlardan koşarak geldiler amma;
Bursalı yoktu; çünkü hüzün vardı bu akşam bu salonda.
– Ne İbrahim Tatlıses’in dansözü, ne de Sibel Can’ın düeti vardı sahnede.
– Çobanlıktan yetişmiş, Bir bacağını çatışmada kaybetmiş ve dünyayı dolaşmış; “Ben ahlakı, dürüstlüğü sizin gavur dediklerinizden öğrendim” diye boş salona haykıran Gurur bey vardı orda.
Benzer Konular
Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’inde neredeyse haftanın her günü etkinlik yapılıyor.
Çeşitli kurumların kendi çapında yaptıkları faaliyetleri içeren toplantılar, konserler vs.
Bununla birlikte belediyelerin kültür amaçlı faaliyetlerine sahne oluyor Merinos AKKM.
Ancak geçtiğimiz aylarda aynı merkezde anlamı çok daha derin manevi atmosferi bir o kadar önemli Ülkenin adeta çimentosunu oluşturan birlik beraberliğe en çok susamış, uğrunda can veren can alan, şehit ve gazilerimizi anmak için tertip edilen bir gece vardı.
“Bir Şehit, Bir Öykü Bir Şiir”
Unutmadan…
Gecenin sponsorluğunu Bursa Büyükşehir belediyesi yapıyordu.
Yani geceye tahsis edilen salon karşılığında sponsor olunmuştu.
Organizasyonuda eski vekillerden Faruk Ambarcıoğlu yapıyordu.
İşte asıl sorunda bu noktada patlıyordu.
Ambarcıoğlu katılımcılar tarafından şimşekleri üzerine çekmişti.
Program başlamış zaman ilerledikçe hatta bitişine kadar beklenen misafirler salona iştirak etmemişti.
Başta Bursa Valisi Sayın Yakup Canbolat olmak üzere AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş davet edildikleri halde Şehit yakınları ve gazilerin önemli gecelerine katılmadılar.
Kısaca Evliyalar kendi Bursa’da protokol cenahı şehit yakınları ve gazileri sahipsiz yapa yalnız bırakmıştı.
Sayın başkan Alinur hazretleri festivallerden konserlere koştururken yeri geldiğinde “şehit yakınlarımız şehitlerimiz gazilerimiz” diye dem vurmada mangalda kül bırakmıyor.
Teröristlerin yerini gösterirken şehit edilen ve göz yaşı hiç kurumayan Eren Bülbül’ün Annesinin test yaptırmadığı gerekçesiyle uçağa alınmayışı ve geceye katılamayışı belki de bu sahipsizliğe şahit olmaması sevindirici yanıydı.
Ancak diğer katılımcılar gecede bu bu vefasızlığı yüksek sesle dile getirdiler.
Aslında olan bitene şahitlik eden konuyu en güzel şekilde aktaran Ekrem Saygı isimli emekli öğretmenimizdi.
Bakınız Sayın Saygı bu dramatik geceyi nasıl satırlara dökmüş.
.
BENDEN SANA KIRMIZI KART BURSA
“Derin hüzünler yudumlandı bu akşam. Edirne’ den Van’a kadar Anadolu’nun dörtbiryanından geldi şehit aileleri. Konuk eyledi Bursa…
Ne acıdır ki; Bursalı yoktu orda…
Kimi oğlunu, kimi eşini, kimi çocuklar da babalarını feda eylemişti bu Vatan için; oğullarının, eşlerinin, babalarının kanlı elbiseleriyle geldiler. Bayrak salladılar, el salladılar, biz geldik, acıyla yoğrulan analarız biz, eşleriz, çocuklarız biz geldik!!! dediler. Yutkundular, mevsimleri sıraladılar, iç acılarının toplamını sundular bizlere, Birbirlerinin kalplerinde gömülerek alem-i cemale geçtiler.
Gördüm… Hepsinin yüzünde hüzün, hepsinin alnında bin bir kelime, ekmeklerini alınterine banarak yiyenler di onlar!!! Varoşlardan koşarak geldiler amma;
Bursalı yoktu; çünkü hüzün vardı bu akşam salonda.
Ne İbrahim’in dansözü, ne de Sibelin düeti vardı. Çobanlıktan yetişmiş, Bir bacağını çatışmada kaybetmiş ve dünyayı dolaşmış; “Ben ahlakı, dürüstlüğü sizin gavur dediklerinizden öğrendim” diye boş salona haykıran Gurur bey vardı orda.
Edirne’den, Van’dan, Denizli’ den, Isparta’ dan, Azarbaycan’ dan Anadolu’nun dört bir yanından geldi şairler ve yazarlar…
Kana bulanmış yağmur düşmüş avuçlarına,
Bir mermi, bir şarabnel saplanmış Mehmetçiğin göğsüne,
Kana belenmiş yağmurlar düşmüş saçlarına…
Bir hayalden dökülen cümleler; bin sınır aştı. Sınır koyamadılar düşüncelerine, çit çekmediler duygularının önüne, Yüreklerinden dökülen binlerce kelime sundular amma;
Bursalı duymadı, çünkü onlar yoktu orda…
PROTOKOL!
Önüne çiçek demetleriyle donatılmış Vali, Kaymakam, kurum amirleri gelecek diye uzunca bir protokol hazırlanmıştı.
Hepsi gelecek dedi salon görevlisi. Oysa Anadolu’nun ücra varoşlarından gelen şehit ailelerinden daha büyük protokol mu vardı.
Program başlamıştı. Salon hala boştu. Protokola ayrılan bölgenin tamamı da boştu. Program ilerledikçe ilerledi, salon ve protokol hala boştu. Sanki sorumlu benmişim gibi bir utanç ifadesi belirdi yüzümde…
Program bitti ne Vali, ne Belediye Başkanı, ne kurum amirleri, ne de vatan millet sakarya diye politik düşüncelerini halka yansıtan siyaset erbabı vardı.
Yurdun dört bir yanından gelen misafirler adına şöyle geçti içimden;
” Varsın unutsunlar sizi kadir bilmezler, varsın unutsunlar sizi eyyamcılar, tırnakçılar, holiganlar… Yeryüzünü, onur, adalet, özgürlük dolduracak diyenler de yoktu.
Zaman aşımına uğramıştı şehit aileleri…
Gerçekten utandım. Utandım senden Bursa… Benden sana kırmızı kart…”
.
Ve maalesef Bursa’nın yerel yöneticileri özellikle Ak Partinin sorumsuz hükümranları seçimlerde halk tarafından en büyük kırmızı kartı görmek için ellerinden geleni yaptıkları bir kez daha tescillenmiş görünüyor.
“Biraz utanın” diyeceğim de kime diyeyim bilemedim!
Yazık çok yazık.!!
.
alimce29@gmail.com
facebook.com/alimsahinmalkocoglu
twitter.com/AlimSahin
Bir cevap yazın