Hani nerdesiniz, sahte “adalet”çiler?
Kaç gün olmasına rağmen, kaç hafta geçmesine rağmen o konuya hiç girmedim.
Çünkü akılların durduğu, ideolojinin tavan yaptığı bir konu..
Sıhhatli değerlendirme yapılması imkansız bir tartışma mevzuu.
Nedir bu konu?
Hasan Akar isimli, Said-i Nursi ekolünü takip etmeye çalışan bir kişi..
Çok anlaşılmıyor ama..
Birkaç kişiye ders verirken..
Hangi yıl olduğu belirsiz..
Mustafa Kemal’e ve annesine hoş olmayan sözler sarfediyor..
Özellikle anneye yönelik sözleri tasvip etmem mümkün değil..
Zaten bu sebeple de, haftalardır bu konuya hiç girmedim..
Ama geldiğimiz noktada..
FETÖ’cü darbeci haini..
Ulusalcı, solcu casusu..
Şucusu bucusu..
“Adalet, adalet” diye bağırırken..
Adalet adına yürüyüşler tertiplenirken..
Bir tek kişinin, “adalet”i gerekçe göstererek, Mustafa Kemal savunuculuğuyapılırken, bir kişiye yapılan haksızlığı dillendirmemesi üzerine..
Zorunlu olarak, bu konuya girmiş oldum.
“Adalet” diyenlerin, sahtekarlıklarını ispatlamak için.
“Adalet” diyenlerin, aslında adalet istemediklerini, kendi suçlarına beraat istediklerini göstermek için, konuya müdahil oldum.
Nedir, Hasan Akar olayında, “adalet”in gereği?
Anlatayım..
Sondan başlayacağım..
Hasan Akar, Mustafa Kemal’e hakaretten 1.5 yıl hapis cezası aldı..
Aynı konuşma sebebi ile Hasan Akar’a, TCK 216. maddedeki “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan da 1 yıl hapis cezası verildi.
Bu cezalarında indirim yapılmadı ama.. Sanık lehine olmak üzere, erteleme vesair müesseseler uygulanmadı ama..
İndirim yapılıp yapılmaması da, erteleme kararı verilip verilmemesi de, diğer seçenek yaptırımlar da, tam olarak öyle değil ama.. Diyelim ki, hakimin takdirine bağlı..
Ve bu sebeple de, “Hakim uygun görmemiş” diyerek..
O konuları es geçelim..
Ama..
“Adalet” diyorsak.
“Hukuk” diyorsak..
Darbecilerin, casusların, vatan hainlerinin dahi, hukuk çerçevesinde adil yargılanmalarını ve adil şekilde cezalarının infaz edilmesini istiyorsak..
Kimse kusura bakmasın..
Bugün yürürlükte olan mevzuata göre..
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre..
1.5 yıllık hapis cezası ile..
1 yıllık hapis cezaları için..
Kimseyi cezaevine koyamazsınız..
İsterseniz Atatürkçülüğünden milim şüphe edemeyeceğiniz Yekta Güngör Özden’e sorun..
İsterseniz Vural Savaş’a sorun..
İsterseniz Atatürk istismarcısı Metin Feyzioğlu’na veya Ümit Kocasakal’a sorun..
İsterseniz çakma Atatürkçü Tansel Çölaşan’a sorun..
Dürüst cevap verecek hiçbir hukukçu..
İki ayrı ceza olan..
1.5 yıllık hapis cezasının da..
1 yıllık hapis cezasının da..
Kesinlikle tutuklama sebebi olamayacağını söylerler..
Dolayısı ile..
Hasan Akar’ın başlangıçta tutuklanması hukukdışı olduğu gibi..
Önceki gün karar açıklandıktan sonra.
Tutukluluğunun devamına karar verilmesi de..
“İki kere iki, beş eder” diyenlerin yanlışı kadar..
Yüzde yüz yanlış ve yüzde yüz hukuk dışı bir karardır..
Ve iddia ediyorum..
Tahminen 170 bin kişinin olduğu cezaevlerinde…
1.5 yıl ve 1 yıl hapis cezası alıp da..
Dosyası itiraz aşamasında olan..
Tek bir tane tutuklu gösteremezsiniz.
Evet, iddialı olarak söylüyorum.
Bana 1.5 yıl hapis cezası alıp da, şu an tutuklu olan tek bir kişi gösteremezsiniz..
Hasan Akar hariç, tabii!
•
Hasan Akar’ın sözlerinin, kendi rızası dışında videoya çekilip çekilmediği..
Videonun yayınlanmasının, rızası dışında olup olmadığı..
Dolayısı ile, suçun maddi unsurlarının zaten oluşmadığı..
Atatürk’e hakaret suçunun, ancak alenen işlenmesi halinde cezalandırılması gerektiği..
Ancak yayınlanan videoda, Hasan Akar’ın bir kişiye mi, birden fazla kişiye mi konuştuğunun belirsiz olduğu..
Dolayısı ile suçun maddi unsurunun oluşmadığına yönelik savunmanın ciddiye alınması gerektiği..
Halkı birbirine karşı tahrik suçunda da yine, kapalı bir odada yapılan konuşma için, suçun maddi unsurlarını oluşmadığı savunmasının dikkate alınmasıgerektiği..
Ve daha birçok beraat gerekçesi var ama..
Bunların hiçbirisini, tartışmaya gerek yok..
Kanunun açıkça, 1.5 yıllık hapis cezasının tutuklama sebebi olamayacağını söylemesine rağmen, kişi tutuklanabiliyorsa..
Artık, “Ört ki ölem” demekten başka bir şeye gerek yok demektir..
Biz de “adalet” namına, “Ört ki ölem” diyerek, bu konuyu kapatalım..
•
Ama..
“Adalet yürüyüşü” yapanların.
Ankara’dan İstanbul’a yürüyenlerin..
Bu konuda miting düzenleyenlerin.
Hemen her gün basın toplantıları ile..
PKK yandaşı teröristler için..
FETÖ mensubu darbeci hainler için..
Almanya’ya sığınan casuslar için..
Devletin istihbarat teşkilatının gizli bilgilerini deşifre etmeye çaba sarfeden vatan hainleri için..
“Adalet” diyenlerin..
Özellikle de..
“Hainlik” suçlaması ile..
25 yıl hapis cezasına çarptırılan Enis Berberoğlu için..
“İstinaf aşamasında tutuklanmasaydı ne olurdu? Karar kesinleşsin, sonra tutuklayın..” diyenlerin..
Ve bu itirazlarını ciddi ciddi kamuoyuyla paylaşanların..
Birisi 1.5 yıl, diğeri de 1 yıl olmak üzere, Enis Berberoğlu’nun aldığı cezanın yarısının yarısının yarısından az bir cezaya mahkum olan Hasan Akar’ın tutuklanmasına..
Küçücük bir itirazları yok ise..
Tam aksine..
Alttan alta..
“Tutuklanmalı. Daha fazla cezaya çarptırılmalı.. Anasından emdiği süt, burnundan getirilmeli” türünden tahriklerle, yargı organlarını da baskı altına almak istiyorlar, tam da vatan hainleri için “adalet” istiyorlar ise..
Burda oturup düşünmemiz gerekir..
“Sizler adalet mi istiyorsunuz? Yoksa vatan hainlerine özgürlük mü?”
Eğer adalet isteselerdi..
Hangi suçtan ceza aldığına bakmaksızın..
Enis Berberoğlu için tutuksuz yargılama istediklerine göre..
Berberoğlu’nun çok azı bir ceza alan Hasan Akar için de, aynı tavrı gösterirlerdi..
Göstermiyorlarsa..
İstekleri “adalet” olamaz..
İstekleri “hukuk” olamaz..
Bir cevap yazın