Cübbeli Arınç, fitne ve kulislere yansıyanlar
Dört sene Bursa milletvekilliği yaptı, il ilçe oluşumuna bizatihi kol kanat gerdi.
Bülent Arınç’ın açıklamaları en çok Bursa bazında kişileri ilgilendiriyor.
Müdür beyle ilgili övgü sözlerinin karşılığını, TV ekranlarında “Başbakan olarak görmek istiyoruz” açıklamasıyla aldı.
Yıldırım kongresinde Erzurumlulara olan hayranlığını dile getirdi. Erzurumlu bir ilçe başkanı yaptı.
Osmangazi de Ali Yılmaz’ı Oylat’ ta görüşmeler sonunda belediye başkanı yapmak istedi. ‘Ali Yılmaz'ın ayak oyunları’ tutmayınca ilçe başkanlığıyla yetindi.
Petrol mühendisi petrol gibi fışkırdı topraktan. (Önümüzdeki günlerde Sayın Yılmaz’ın esrarengiz icraatlarıyla ilgili çapraz gelişmeleri bu köşede bulabilirsiniz.)
Kestel, Gürsü, Nilüfer gibi yerleri de uzaktan kumandayla müdür beye yaptırdı kendince.
Meclis üyeliklerindeki çabası, üzerini çizdikleri hala konuşuluyor Bursa üçgeninde.
Velhasıl Bursa teşkilatları şu anda sayın Arınç’ın eseri.
Hatta Bülent Arınç, Melih Gökçek kavgası Bursa da tavan yaptı.
Yıldırım ilçe başkanı Twitle karşılık verdi Gökçek’e “Fitnenin başı sensin” diye.
Şimdi bu teşkilatlar Hüdayi başkan ve müdür bey ikilisinden okkalı bir twit bekliyor “Fitnenin başında değişim oldu mu? diye.
Bütün bunlar olurken, Ak Parti Bursa tabanı bütün desteğimiz Tayip Erdoğan, Davutoğlu’na derken okkalı bir açıklama bekliyor Bülent Arınç’ın açıklamalarına karşılık.
Amaç, adliye koridorlarında Kılıçdaroğlu’nu şikayet etmek reklamı olsa da asıl reklam Bülent Arınç’a cevap vermekle olur demek düşüyor buradan bana.
Hadi verin bir cevap.
“Sen nasıl Ak Parti’ye, benim partime zarar verirsin” Cübbeli Arınç deyin.
Asıl davaya sahip çıkmanın sebebi böyle olsa gerek.
Yani, Bülent Arınç’ın TV programlarına çıkacağını Bursa’dan gittikten sonrada SMS’ler ile duyuran sayın Bursa müdürü, şimdi SMS’lerle bir cevap vermeyi bekliyor teşkilat sizden… Bütün bunlar olurken partinin çalışkan ismi Faruk Çelik’in Bursa TV’deki programını SMS’ler ile duyurmayan müdürün nasıl bir gerekçenin arkasında olduğunu açıkçası merak etmiyor değilim. Programı Alim Şahin yaptığı için mi? Yoksa Bursa TV’de olduğu için mi?
Oysa SMS’ler ile duyuruldu olay tv programı.
Neyle duyursan duyur Bursa Tv’de de ki programın ses getirmesine engel olamadın.
Gerçi Bütün bunlar yaşanırken, Bursa TV binasında müdürü de vardı bizimle beraber Faruk Çelik’in arkasında.
Çok istedim söyleyeyim yüzüne ama konuşma gereği hissetmedim.
Herkes yaptığını biliyor nasıl olsa.
Vicdan muhasebesinde vicdandan bahsederken Sayın Bülent Arınç’ın ağlamalarına çok şahit olduk biz Bursa toplantılarında.
Ağlamak bir insanlık erdemiydi.
Neden CNN’e çıktım diye ağlamadıysa, bir erdemlilikte orda göstermediyse onu da anlamadım açıkçası.
Oysa ağlamak yakışıyordu Sayın Arınç’a bir insanlık erdemi olarak.
Oysa ağlamalıydı, “Ben nerden çıktım bu ekrana da Aydın Doğanı neden sevdim” diye.
Yapmadı, gelmedi içinden ağlamak demek ki.
İnsanlık erdemi olarak görmedi belki de.
Bunun yerine altı sayfalık bir metin hazırladı.
Twitter dan Ak Parti’nin ona verdiği Meclis başkanı titriyle açıklama yaptı.
Oysa Sayın Arınç, unutmamalı ki o titri Ak Parti sayesinde aldı.
Hem Ak Partiyi eleştireceksin hem de onun sana verdiği titri kullanacaksın.
Ayıptı ayıp.
Yapabiliyorsan kendi titrinle bir şeyler yap.
Ak Partinin sana kattıklarıyla değil.
Senin tabirinle köşe başında durduğun yer köşe taşı koçbaşı değil.
Ha bir de çınardan bahsetti.
Gölgesi dedi, ağaç dedi ne olduğunu da anlamadık ya.
Oysa Tayip Erdoğan, Faruk Çelik ile beraber 6 yüz yıllık çınarı Antalya’da söküp EXPO 2016 alanına diktiler.
Kalmadı o çınarın altında yaşanan anılar artık.
Ve Tayip Erdoğan vakur duruşuyla cevabı patlattı.
“O zatın söyledikleri tamamen yalandır” diye.
‘O, ZAT’!
Nerdeeeen nereye…
Bu hallere düşecek adam mıydı bizim Cübbeli Arınç.
Ha birde cübbesini giyecekmiş.
Savunma yapacakmış.
Kızmış.
Merak ettik, paraleli savunacak ya.
Avukatlığınla ilgili en başarılı kazandığın davalar hangileri acaba? Önce onları açıkla.
Hangi başarılı davaların altına imza attın bu zamana kadar?
O Backgroundu merak ediyoruz açıkçası.
Gezi çapulcularındaki gençlere verdiğin olumlu mesaj oluyor da, Ak Parti’nin gençleri seni eleştirdiği zaman nedense çocuk oluyor?
Kendi adamlarınız diye mi?
Yakışmadı be Cübbeli Arınç.
Yıllarca başörtü savunuculuğu yapıp sonra da Aydın Doğan’ın TV’lerinde başörtülü gazeteciliği eleştirmen yakışmadı be Arınç …
Öldürdün içimizdeki Arınç sevgisini.
Allah’ın ayetine mazhar olmuş başörtüsünü Aydın Doğan’ın TV’sinde TROLİÇE olarak ilan etmen yakışmadı.
Takıldım bu çınar meselesine bir kere.
Yoksa bu Çin Astrolojisine göre kişiliğini hangi ağaca denk düştüğünü mü merak ettin?
Siz Çin’deki Astrolojinin ağaçlarla ilgili çınarın hangi anlama geldiğini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Ağaçlara merak sarma be Arınç, sarma ağaçlara merak.
En sonunda akıbeti ne ağacı olursa olsun ya kağıt, ya peçete oluyor, yada odun olarak yakılıyor.
Yakar bu Ak Parti seni.
Bu Abdullatif Şener’e için demedin mi sen.
“Üç gün konuşup dördüncü günü unutulur” diye.
Bu senin sözün…
Seni de üç gün konuştuk dördüncü gün unuturuz bu gidişle.
Çünkü milletin unutulmaman için sana başka tavsiyeleri var.
Bende katılmıyor değilim.
CHP’de genel başkan sıkıntısı var. Geç CHP’nin başına, Pensilvanya zaten o rolü veriyor. Sende çık muhalefet yap. Yakışır cübbeli Arınç’a…
Haa son sözüm şu: Cübbe kelimesini de Aydın Doğan’ın TV’sinde dile getirdin ya, inan yakışmıyor cübbeli kelimesi sana.
Biz bir tek ‘Cübbeli Hocayı’ biliriz cübbesinin hakkını verin.
Bari ‘avukatlık’ deseydin cübbe yerine.
Ayıp etmedin mi Cübbeli Ahmet hocamıza.
Bari Cübbeli Ahmet Hoca TV ekranından Sur’da yaşananları, cehennem köpekleri diye adlettiği DAEŞ’i bu milletin uyanması için ayetle hadisle anlatıyor. Kendisinden Allah razı olsun. Bir daha bizim Cübbeli Ahmet Hocanın cübbesini de ağzına alma bence.
E.. ne diyeyim, kolay gelsin sana Cübbeli Arınç.
DEVLETE İHANET EDENLERİ SAVUNMAK!
Bursa da meslek büyüğüm gazeteci Üstat Ahmet Emin Yılmaz’a ‘bana çakılmaz’ diyerek tehdit ettiğin sözü de unutmadı Bursa.
Sen şimdi devlete ihanet eden gazetecileri savunur noktasına geldin.
‘Gazeteci tehdit etmekten gazeteci savunuculuğuna geçmek’ nasıl bir terfidir onu da anlamadık açıkçası.
Gazeteci olarak Bursa da ki dominant yapıyı çok iyi biliriz de, gazetecilere sorular esnasında dalga geçmişliğini de unutmadı, hala konuşuyor Nemci İnce, Erdal Şahan...
Hani toplantı da müdürüne demiştin ya bunlardan beni kurtar diye.
Ve müdürün yeni görevine dört gündür seninle ilgili gazetecilerden kurtarması için bir apolet tak, emir ver gereğini yap diye.
Bekleyip görelim. Apoletler kimlere takılacak….
((( 7/24 Kulis Takip )))